Kayıtlar

Bir Bakışta Meme Kanseri

Meme Kanseri Meme kanseri meme dokusunu oluşturan hücrelerden gelişen bir kanserdir. Çok çeşitli kanser tipleri tanımlanmıştır. En sık süt kanallarını döşeyen hücrelerden köken alan kanser görülür. Kadınlarda en sık görülen kanserlerin başında gelir. Erkeklerde de görülebilmesine karşın kadınlarda 100 kat daha sıktır.  Meme Kanserinin Nedenleri ve Risk Faktörleri Kanser genetik bir hasar sonrası ortaya çıkan atipik hücrelerin kontrolsüz ve aşırı çoğalmasıdır. Meme kanserinin ortaya çıkmasında hormonların ve büyüme faktörlerinin aşırı uyarı yapması sonucu genetik hasarın belirgin hale gelmesi önemli rol oynar.   Hormonlara (özellikle de kadınlık hormonu olan östrojene) uzun süre ve aşırı maruz kalmak en önemli risk faktörüdür. Nitekim meme kanseri sıklığı yaş ilerledikçe artar. İlk adeti 12 yaşından önce görmek veya 50 yaşından sonra menapoza girmek, uzun süre doğum kontrol hapı veya hormon (östrojen) kullanmak, hiç doğum yapmamış olmak veya 30 yaş sonrası doğum yapmış olma

KOŞU VE YÜRÜYÜŞ: MEME KANSERİ RİSKİ VE SAĞKALIM

Evet düzenli egzersiz hem meme kanseri riskini azaltıyor hem de meme kanseri tedavisi olanların yaşam sürelerini uzatıyor. Yeni bir çalışmanın sonuçlarına göre ise her ne kadar kesin bir ispat olmasa da meme kanserine yakalanıp ta tedavi görmüş kadınlar düzenli olarak koşu yaptıklarında, düzenli, yürüyüş yapanlara göre daha uzun süre yaşıyorlar. Çalışma ABD'nin Kaliforniya eyaletinde "Lawrence Berkeley National Laboratory"de yürütülmüş. Sonuçları International Journal of Cancer dergisinde yayınlandı. Günde 5 km'den daha fazla koşan kadınların, aynı miktarda yürüyüş yapanlara oranla %40'tan daha fazla bir oranda ölüm riskinin azaldığı öne sürülmekte. Gerçi aynı çalışma her bir mil (yaklaşık 1.5 km) yürüyüşün kanserden ölüm riskini %5 azalttığını da gösterdiğinden yürüyüş yapmanın da oldukça etkin bir önlem olduğunu belirtmeliyim. Üstelik araştırmacılar her bir 1.5 km tempolu yürüyüş ya da 1 km  koşmak arasında ölüm riskini azaltmak açısından bir fark olmadığını h

YOGA VE MEME KANSERİ TEDAVİSİ SONRASI YAŞAM

Meme kanseri tedavisi sonrası sağlıklı bir yaşam mümkün. Ancak tedavi sürecini tamamladıktan sonra en çok halsizlik, düzelememe ve depresyon gibi şikayetler devam edebiliyor. Ayrıca aynı yaşta ve meme kanseri olmayan bireylerle karşılaştırıldığında meme kanseri olanlarda kalp ve solunum fonksiyonları %30 daha düşük saptanmış. Fizik aktivite yapmak istemelerine karşın ağrı ve halsizlik nedeniyle bir çok kişide düzenli egzersiz yapmak mümkün olmuyor. İşte böyle bir durumda yoğun olmayan ve rahatlatıcı, bir taraftan da fizik kapasiteyi giderek geliştiren bir egzersiz olarak yoga üzerine yapılan bir araştırma, yoganın haftada iki kez, doksan dakika yapıldığında 3 gibi bir sürede yapmayanlara göre belirgin olarak hem şikayetlerinde düzelmeye hem de inflamasyon ilişkili (TNF ve İL-6) kan değerlerinde belirgin azalmaya yol açtığı saptandı. Aşağıdaki linkten makaleye ulaşabilirsiniz: http://www.jwatch.org/na33694/2014/02/13/yoga-and-breast-cancer-survivor-quality-life?query=etoc_jwwomen

DÜZENLİ SPOR ALIŞKANLIĞI, OBEZİTE VE MEME KANSERİ

Sporu şampiyonluk, kupa, madalya ve cumhuriyet altınına endekslemiş bir ülkede düzenli spor alışkanlığı üzerine yazı yazmak cılız bir çıkış gibi görünse de en azından bir okuyucuya ulaşmak da büyük başarı olarak kabul edilebilir. Evet, bu ülkede spor zaten hemen nerdeyse sadece futboldan ibaret. Geri kalan tüm branşlar küçük bir azınlık tarafından izleniyor. Bakın izleniyor diyorum çünkü ülkemizde insanlar ne yazık ki spora büyük oranda izleyiciler. Bu durumun baş sorumlusu elbette eğitim sistemimiz. Bizde spor haftada yalnızca bir ders saati ayrılan beden eğitiminden ibaret. Okullarda (hem devlet hem de özel, tümünde) yeterli spor alanı yok. Çünkü eğitim denince herkesin aklına matematik, fen ve yabancı dil geliyor. Bir de sınavlar! Devletin sporu teşvikten anladığı ise ya yurt dışından sporcu getirip milli forma giydirip madalya kazandıkça altın, daire vermek ya da futbol kulüplerine dev stadlar inşa etmek ve sonra da onları politikalarına alet etmek... Oysa devletin bütçe

MEME KANSERİ İLE İLGİLİ YANLIŞ BİLİNENLER VE GERÇEKLER

Memenizde bir kitle fark ettiğinizde hemen kanser olduğunu düşünmeyin. Her şeyden önce mutlaka doktorunuza başvurun. Memede kitlelerle ilgili yanlış bilinen bazı gerçeklerin doğrularını bilmenizde yarar var. Yanlış 1: Memede fark edilen her kitle kanserdir. Gerçek: Memede fark edilen her 10 kitleden 8'i kanser değildir. Bunlar çoğunlukla kist veya fibroadenomdur. Bazı kitleler adet öncesi dönemde belirir sonra kaybolur. Muayene bulgularıyla kitlenin karakterini, kanser olup olmadığını söylemek kolay değildir. Muhakkak ileri incelemeler gerekir. Yanlış 2: Memede kitle varken mamografi normalse herhangi bir sorun yok demektir. Gerçek: Evet, mamografi memenin değerlendirilmesinde en önemli ve gelişmiş bir inceleme yöntemi olsa da, eğer doktorlarınız (cerrah ve radyolog) gerekli görüyorlarsa başka incelemeler de (ultrason ve meme MR'ı gibi) isteyebilir ve yapabilirler. Bazen görüntüleme eşliğinde biopsi de gerekebilir.  Continue reading below...

Yoğun Meme Dokusu (Dens Meme)

Mamografi çektirmişseniz belki dikkatinizi çekmiştir. Raporda "meme ACR Tip 3 yoğunlukta" ya da "meme dokusu Tip 2 yoğunluktadır" gibi ifadeler yer alır. Eğer bunun ne olduğunu ve sizin açınızdan bir önemi olup olmadığını merak ediyorsanız lütfen bu kısa yazıyı sonuna kadar okuyun. Meme yoğunluğu ne demektir? Meme dokusu süt üreten lobüllerle, sütü meme başına ileten kanallardan (duktuslardan) ve destek dokusu olarak yağ dokusu ile fibröz bağ dokusundan oluşur. Destek dokuları memeye şeklini verir. Diğerleri ise süt üretiminden sorumlu yapılardır ve glandüler doku olarak adlandırılırlar. Eğer memenizde glandüler doku ile fibröz bağ dokusu fazla, yağ dokusu az ise meme dokusu yoğun (dens, dense, İng. ) olarak kabul edilir. Bu durum tamamen genetik bir özelliktir. Fonksiyonel olarak yani süt üretimi açısından dens meme ile lipomatö (yağ dokusu ağırlıklı) meme arasında bir fark yoktur. Bu anormal bir durum olmadığı gibi sık olarak rastlanan bir yapısal özellik

Meme kanseri ölümcül bir hastalık mıdır?

Meme kanseri de diğer kanserler gibi ilerleyici ve tehlikeli bir hastalıktır. Eğer tedavi edilmezse sonuç kaçınılmazdır. Ancak bu hastalığın adı kanser de olsa, günümüzde uygulanan tedaviler ile yıllar yıllar boyu sağlıklı yaşam mümkündür. Burada asıl belirleyici olan hastalığın ne kadar yaygın olduğu ve tedavi edilip edilmediğidir. Tümör ne kadar yaygınsa, hayatta kalma şansı o kadar düşüktür. Tümör ne kadar yayılmamış, küçük de olsa eğer tedavi edilmezse elbette hayatta kalma şansı olamaz. Öte yandan asıl tehlikeli ve ölümcül seyreden kanser ne yazık ki kadınlarda da ilk sıraya yerleşen akciğer kanseridir. Peki neden akciğer kanseri bu kadar ölümcül de meme kanseri o kadar değil? Bu sorunun yanıtı memenin yerleşiminden dolayı kitlelerin hem hasta hem de hekim tarafından kolayca saptanabilmesinde, tarama programları sayesinde daha erken evrelerde (meme dışına yayılmadan) tümörün yakalanmasında ve tedavi seçeneklerinin daha gelişmiş olmasında yatar. Elbette bu akciğer kanseri te