Kayıtlar

Aralık, 2011 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

HASTALIKLARA FARKLI BİR BAKIŞ: DNA BÖYLE Mİ İSTİYOR?

DNA. Biraz şeker, biraz fosfor, biraz da protein parçaları. Hepsi bu. Kolay gibi görünüyor. Herşeyi bu moleküle bağlamak ta öyle. Aslında pek haksız da sayılmayız. Bu molekül tüm vücudumuzda, her hücrede var ve en büyük isteği (aslında böyle bir sözcük kullanmak onu insanileştirse de, ki bu bile onun bir sonucu) yeni bedenlerde var olmaya devam etmek. Tuhaf olan  ise bu molekülün hiç bir şekilde birebir yeni nesillere aktarılamaması ve hatta sırf yeni bir vücutta yeralabilmek için yarısından vazgeçmesi. Diğer yarısını hiç bir şekilde kendisine benzemeyen, ama aslında yapısal olarak çok benzemekle birlikte içerik olarak kendisinden farklı bir DNA'dan gelen yarıyla tamamlayarak varkalmaya çalışan bu molekül zaman zaman hatalar da yapıyor elbette. En büyük hatalar daha beden anne karnındayken hallediliyor. Örneğin anensafali yani beynin ve kafatasının gelişmemesi durumunda beden anne karnında ölüyor ve atılıyor. Doğuma engel olamayacak düzeyde zaafları olan bedenler ise daha hayatın i